27 Kasım 2012 Salı

CHP nin ve MİLİ ŞEF İSMET İNÖNÜ NÜN HİTLER SEVDASI


------------------------------------------------------------------
Ankara’daki Alman büyükelçisi Von Papen’in çizdiği Turan tabloları kabartıyordu iştahları. 

Berlin’le ittifak sadece Kafkasya’da topraklarını genişletme imkânı vermeyecek Misak-ı Milli’ye dahil olup Ankara’nın vazgeçmeye zorlandığı Musul’u da kazandıracaktı.



Bu sohbetlerin askerler, milletvekilleri, diplomatlar ve o yıllarda İnönü’nün kendisine

‘ Ya ben ya o ’ diyen başbakan Refik Saydam’ı

‘O kalacak, sen git’ diyerek harcayacak kadar itimad ettiği

Rusça’ya ana-dil seviyesinde hakim MAH başkanı

Şükrü Ali Ögel arasında yapıldığı biliniyordu...

Ve elbette bu değerlendirmelerin hepsinde bir şekilde Çankaya’nın kulağı olduğu da...

-----------------------------------------------------------------------
Ancak İnönü açıkça tavır almaktan, Almanya’yla ittifakın vitrininde görünmek istemiyordu.
------------------------------------------------------------------------
Bu nedenle önce tablonun ne vaad ettiğini ve Hitler’in Ankara’dan ne beklediğini bizzat onun ağzından öğrenmeyi istiyordu.

ALMANYA YA HEYET SEÇİMİ
---------------------------------

Bir heyet gönderilmeliydi Almanya’ya.

Ancak ne görevlendirmede gerçek niyet açıkça yazılmalı ne heyet döndükten sonra cumhurbaşkanı ve genelkurmay başkanı dışında bir kişiye muhatap olmalıydı.

Nitekim öyle de oldu.

İlkin Almanca’ya hâkim ve Türkiye’nin Almanya’yla ittifakının zaruretine inanmış bir kişi olarak bilinen

emekli general Emir Hüseyin Erkilet

ve Cumhurbaşkanı İnönü’nün delikanlılık yıllarından itibaren yakın arkadaşı

Ali Fuad Erden paşalar yollandı Berlin’e.

Alman genelkurmayıyla görüşmeler yaptılar, Hitler tarafından kabul edildiler.

HİTLER İLE GÖRÜŞME
-------------------------------
‘Führer’ iki generali kabulünde bizzat harita üzerinde bilgi vererek bir bakıma şahsen teminat verdi Ankara’ya.


Durum iyi görünüyordu. Heyet Ankara’ya döndü.

Pastanın büyüklüğü herkesi heyecanlandırmıştı.
----------------------------------------------------------------
Alman istahbaratına İstanbul’da karargâh kurma imkanı sağlandı.
-----------------------------------------------------------------


O yıllarda casusların cirit attığı kentte fazla dikkat çekmemek için Kapalıçarşı içinde iki katlı geniş bir atelye ofise dönüştürüldü.

***Kafkasya’ya yollanacak Alman ajanları buradan hareket ettikleri gibi

***Ankara’nın Kırım ve Azerbaycan Türklerinden devşirdiği gönüllüler de istihbarat faaliyetinde kullanacakları telsiz vs. malzeme yanında şifreli haberleşmeye ilişkin bilgileri buradan alıp gidiyorlardı.

Muhtemelen İsmet İnönü temkinli olmak ihtiyacını hissettiği için ikinci bir heyet oluşturulup General Cahit Toydemir’in başkanlığında Berlin’e gönderildi.


Çerkez sürgünüm yıllarında Türkiye’ye göç etmiş bir aileye mensup olan Toydemir,

Atatürk’ün en itimad ettiği subaylardan biriydi.

Milli Mücadele öncesi komutanların Amasya buluşması onun evinde yapılmış, Atatürk’ün vefatına yakın Jandarma Genel Komutanlığı’na getirilmişti Toydemir Paşa.

Hitler Wolfsschanze’de karargâhında buluştu Türk heyetiyle. Aynı günlerde Enver Paşa’nın kardeşi emekli general Nuri Killigil de SS birlikleri şefi Heinrich Himmler’le Alman ordusuna cephe gerisinde yardım edecek Müslüman-Türk’lerden oluşacak alaylar konusunu görüşüyordu.

******************************

Türkiye’yle Almanya arasında ilk adım 1941’de dostluk ve işbirliği anlaşmasının imzalanmasıyla atıldı...


İstihbarat desteği hızlandı,

Killigil Paşa’nın önerdiği Mavi Alaylar Boşnak Müslümanların da katılmasıyla kuruldu ve Almanya safında cepheye sürüldü...

Ama sonuç malum: Türkiye fiilen Almanya’yla birlikte hareket etse de resmen savaşa girmedi...

İsmet Paşa İngiltere’nin
baskısına uzun talep listesi vererek direndi...


Ankara, savaşa girme şartı olarak listeler verirken kendisi Amerika’nın desteğiyle savaşı sürdürebilen İngiltere’nin istediği silah ve mühimmatı verme gücünde olmadığını biliyordu elbette...


-------------
yazı alıntıdır
------------

19.04.2009 RADİKAL -Avni Özgürel in yazısından alıntılanmıştır





---------------------------------------------------------------------------------------------








" Mustafa Kemal'İn ilk öğrencisi Musollini ikincisi benim "
Adolf Hitler (Hitler'in Masa Konuşmaları 3.basım sayfa 607 )

" The first student of Mustafa Kemal was Mussolini, the second is me. "
Adolf Hitler (Hitler's Table Talk - 3rd edition -page 607 )

-----------------
Adolf Hitler'in Atatürk Hayranlığı

Adolf Hitler’in hayranlık beslediği devlet adamı ve askerler arasında Mustafa Kemal Atatürk de vardı. Hitler, Atatürk’e hediye ettiği zırhlı bir Mercedesle de gösterdiği bu hayranlığını çeşitli vesilelerle hep yinelemiştir. Versailles Anlaşmasını yırtarken, Sevr’i kastederek `Atatürk’ün 10 yıl önce yaptığını biz şimdi yapabiliyoruz’ deyişi ünlüdür.

Ancak, Hitler’in Türkiye’de pek bilinmeyen bir kitabında da Atatürk hakkında söyledikleri çok dikkat çekici. `Hitler’in Sofra Sohbetleri’ adlı bu kitap, Alman devlet adamının 2. Dünya Savaşı tüm hızıyla sürerken gizli karargahındaki akşam yemeklerinde yaptığı konuşmalardan oluşuyor.

Kitapta, Adolf Hitler'in Atatürk'ten bahsettiği bir kaç çarpıcı başlık

İngilizce çevirinin 3. baskısında 223. sayfada şunu söylüyor:

“Arkasında ordusu olmayan bir kumandan uzun süre ayakta kalamaz. Atatürk de iktidarını Halk Partisi sayesinde güvenceye aldı. İtalya’da da aynı şey geçerli.”

Kitabın 607. sayfasında şunları söylüyor:

“Bizim amacımız dünyayı Nazi egemenliği altına almak ama ben Türkiye ile hiç bir zaman düşman Olmayacağım...yani, dünyada savaşmayacağım tek ülke Türkiye'dir.”

"Benim ustam Il-Duce'dir, ama onun ustası da Mustafa Kemal'dir."

"Bütün enerjimi Atatürk'ten alıyorum.O'nun hayatı bizim feyizli ışığımızdır."

“Mustafa Kemal'in ilk oğrencisi Mussolini,ikinci öğrencisi de benimdir.”

1 yorum:

  1. ÜÇÜ DE AHİRETTE AMA OLUP BİTENİ ÖNCE ALLAH SONRA TARİH MUTLAKA YARGILAYACAKTIR.

    YanıtlaSil