3 Kasım 2017 Cuma
yerli otomobil
Yıl 1961...
Yer Ankara...
Birinci Otomotiv Sanayi Kongresi yapılmaktaydı...
Kongre'ye katılanlar arasında işadamları, bürokratlar, mühendisler, gazeteciler vardı...
Kongre'nin öncülüğünü yapan isimse daha sonra Türkiye'nin siyasi hayatına damgasını vuracak olan
Prof. Dr. Necmettin Erbakan'dı...
Erbakan hoca ....
1956 yılında daha 30 yaşında iken Gümüş Motor Fabrikasını kurarak
Türkiye' nin ilk büyük sanayi hamlesini gerçekleştirmiş,
yine 1960 yılında Ankara'da yapılan Sanayi Kongresi'nde ilk kez
" Türkiye'nin kendi otomobilini üretebileceği" fikrini ortaya atmıştı...
1961 yılındaki Otomotiv Kongresi bu çabaların bir sonucu toplanmıştı...
Kongre salonu oldukça kalabalık ve heyecanlıydı...
Salonda Türkiye' nin kendi otomobilini üretebileceğinin inancı ile heyecanlanan mühendislerin yanı sıra, yerli otomobil fikrine karşı çıkan işbirlikçi Masonlar da bulunmaktaydı...
Bunlardan biri de,
Bernar Nahum'dur....
Bernar Nahum, Lozan gizli danışmanlarından olan
ve Türkiyenin adım adım İslam’dan uzaklaştırılmasını, her yönden zayıflatılıp parçalanmasını amaçlayan Siyonist Yahudi planın fikir babası Haham Hayim Nahum takımındandı...
Bernar Nahum, Koç Otomotiv Grubu'nun temsilcisi olarak toplantıdaydı.
Parantez açalım:
Vehbi Koç ile Bernar Nahum
1944 yılında tanışmış,
bu tanışma Koç Grubu için tarihi bir dönüm noktası olmuş,
Grup hızla büyümeye ve küresel bir şirket olmaya başlamıştı...
Koç ile Nahum ortaklaşa Otokoç'u kurmuş ve başına da Nahum atanmıştı...
Bir iddiaya göre Bernar Nahum, Lozan anlaşmasının mimarı meşhur Hayim Nahum'un oğlu olmaktaydı...
Bir iddiaya göre de Koç grubu'na ait, BEKO'nun BE'si Bernar'dan, KO'su Koç'tan alınmaydı.
Gelelim ayakkabılı eyleme:
Bernar Nahum, Birinci Otomotiv Kongresi'nde konuşurken salondaki hava giderek elektriklenmeye başlamıştı...
Çünkü Otokoç'un ortağı ve yöneticisi Nahum, salondaki heyecanın aksine otomotiv sanayinin zorluklarından bahsetmekte ve yerli otomobil fikrine karşı çıkmaktaydı...
O sırada ön sıralarda oturan genç bir mühendis, bir kürsüde konuşan Bernar Nahum'a,
bir de ayakkabılarına bakmaktaydı...
Makina Kimya Endüstrisi'nde (MKE) çalışan Erbakan’ın Millici ekibinden olduğu anlaşılan mühendisin ayağında kurumun yeni dağıttığı postallardan vardı....
Nahum konuşmasına devam ederken ön sıradaki genç ise,
postalının bağcıklarını çözmeye çalışmaktaydı...
Çünkü öfkesi iyice kabarmıştı...
Nahum
" Bursa'da şeftali üretmek otomotiv üretmekten hem daha kolay hem daha kazançlıdır" dediği anda da
ortalık karışmıştı...
Nahum'un "otomotiv yerine şeftali üretmeyi" önermesine dayanamayan genç mühendis
ayağından çıkardığı postalı kürsüye fırlatmıştı...
Postal, Nahum'un alnına çarparken, MKE'li vatansever:
" Bize otomobili siz ürettirmiyorsunuz,
sizler bizi batıya mahkûm ve mecbur ediyorsunuz "
diye bağırmaktaydı...
Ve bu genç mühendis te Erbakan gibi, milli ve yerli kalkınma sevdalısıydı...
Herkes unutmuş olsa da işte bu olay ilk ayakkabılı protesto eylemi olarak tarihe geçmiş bulunmaktadır...
Her şeye rağmen Türkiye'nin ilk yerli otomobili
" Devrim"i yapma fikri bu kongre'nin sonucunda ortaya çıkmıştır....
Yapılmıştır da...
ama biliyorsunuz benzin koymayı unuttukları(!) için yürümemiş ve öylece kalmıştır...
Oysa,
Erbakan ilk yerli otomobil fikrini 50 yıl önce ortaya attığında,
ne Kore'nin Hyundai'ı
Ne İran'ın Samand'ı
ne Hindistan'ın Tata'sı
ne Çin'in Cherry'si vardı!. ..
Ne kadar acıdır ki, şimdi sokaklarımız Hyundai, Tata, Cherry ile dolup taşmaktadır.
Son bir not :
Türkiye ye " Otomobil yerine şeftali üretilmesini" öneren Bernar Nahum hakkında
bakın Rahmi Koç yıllar sonra ne buyurmuşlardı :
" Koç'un otomotiv sanayi işine girmesini, büyümesini ve kâr etmesini sağlayan Mösyö Bernar'dır...
Vehbi Bey'in büyük itimadını kazanmış biriydi ve Vehbi Bey, o ne derse kabul ederdi...
Bernar Nahum eldeki paranın daima otomotiv işine yatırılmasını istemiştir."
(Capital Dergisi-2008)[2]/ alıntı
akşemseddin ...2017
esselamu aleyküm ....
ben kendime faydalı olmaktan
başkalarına faydalı olmayı severim
huzur mutluluk hisseder sevinirim ...
kalbim
gönlüm
beynim
allaha açık bir kulum
çocukken bile tabiata özentiyle bakar
şu tabiata süs veren rabbime şükür ederdim ..
agaçlardaki sanata bakar şaşardım
aynı topraktan degişik agaçlar
degişik meyveler
agaçların benimle konuşmak istediklerini hissettim
ve konuştum
siz nasıl aynı toprakta farklı oldunuz dedim
bir tanesi susun dedi ben cevap vereyim
allahu teala seni nasıl dünyaya zuhur ettirdi
bir damla sudan zuhur ettirdi
ve milyonlarca insan var
hiçbiri birbirine benzemez
bu allahın mucizesidir
bunu bizim bilmemiz mümkün degil
böyle şeylere kafanı takma
yaradanı anla
yaradana yol al
artık bize kafanı yorma
heryerde allahın birligini
ve sonsuzlugunu anlarsın
en vasıfsız yeri incelersen dahi
yaratıcının allah oldugunu anlarsın
bu olaylardan sonra
kendimi allaha adayıp
kuranla meşgaleli hayatıma devam ettim
ve çokda başarılı oldum ....
bir olay olmadan sonucunu görürdüm
buna çok şükrederdim bir yaratılan 1 dakika sonrayı bilemez
bana bu hikmet verilince çok mutlu oldum
mesela fatihin konstantini fethi gibi
hastanın akıbeti gibi
dua ettikten sonra gerçekleştigini de gördüm ...
insanlara baktıgımda
vucudunda hemen herşeyi görürdüm
en güzeli
tüm yaşantısını görürdüm
hatasına farklı şekilde giriş yapabiliyodum
ne biliyorsun dediklerinde
öyle hissettim derdim
senin daha iyi adaletli faydalı olmanı istiyorum
bazısı yola gelir
bazısı düşman olurdu
ben fatih sultan mehmet han ı egitimime aldım
yetişdirdim
kıymetli bir insan oldu
kökeninde vardı zaten çabuk yükseldi
konstantinin fethi molla gürani ben ve fatih ve askerlerine nasip oldu
peygamberimizin hadisinde olduk
bu güzellige düşünce yetişmez
bu olayı rabbim bize nasip ettigi için
çok sevindik
konstantin fethedildigi zaman
ayasofya etrafında
beni zannetiler başkomutan
bize zulmetme dediler
fatihsultan muhammed han ı gösterdim
fatih emretti
kadına kıza mala cana dokunmayın dedi
çok kişi dinini degiştirdi
ilk cumada fatihi ayasofyada
namaz kıldırmaya ikna ettim
bir tekbir bir daha tekbir alınca
üçüncü allahu ekber diyince kıbleyi gördü
bende gördüm ....
namazı eda ettik
tabiki cenabı rabbımı düşündük
hızır alayüsselamın döndürdügünü bildik ...
hayatım yol almak
insanlara faydalı olmakla geçti
herbir yaşantının sonu olacaktı
hayatım sonlandı
kabrime hangi kul gelirse ben mutlu olurum
o kulun da allaha iyi olmasını isterim
ve olur ............................
namazı çok sevin
namaz kirden arınmakdır
namazı istememek
allahı istememekdir
ibadetlerin padişahı namazdır
derecelisi namazdır
mükafatlısı namazdır
allahım namazı sevdir
bende bir katılık var
namaz kıldır
yaptır gibi dualar edin ..
eliniz ayagınız kırılmaz deva olur ..
ey insanlar
mehdi alayüsselam
güçlendiriliyor
istidraçlılar fark etti
siz de fark edin
zuhurat çok yakın
islamın gövdesi türkiye dir
mehdi türkiye dedir
ilk görev yeri türkiye dir ..
akşemseddin hoca ....
http://ottomanm2d.blogspot.com
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)