28 Nisan 2012 Cumartesi

İTTİHAT VE TERAKKİ nin OSMANLIYI YIKMA PRO)JESİ : Fosforlu cevriyeler



1908 de darbeyle Abdülhamit Han ı tahttan indiren İTTİHAT VE TERRAKİ adlı masonik parti il iş olarak 1911 de Fİlistin topraklarının yabancılara ( israil devletini kuracak olan siyonist efendilerine ) satışa izin vermişti .


**2. önemli gayeleri savaşlarda başarı elden MÜslüman OSmanlı ordusunun --savaşlarda KIRDIRILARAK zayıflatılması ( böylece İSrail devletine müdahale edemeeycek kadar zayıflatılması çalışması için harekete geçildi ( 1. dünya savaşa Almanya şakşakçısı olmamız ...

SArıkamış da saçma kararlarla yüzbinlerce askerimizin donmasına sebep olacak kararlar alınması ...)


***3. önemli gaye ise elbette OSmanlı ahlakını ve sağlığını çökertecek yapıların ortaya çıkartılmasıydı ...



genelevlerinin 1915 lerde açılması ....



türk kadınlarının vesika ile fahişe olarak çalıştırılmaya başlanmaları..
Sigara ve tütün mamüllerinin özendirilmesi ....
----
Genelevi tarihçesi :
----------------------------
1915 yılında ı. Dünya Savaşı devam ederken ilk genelev açıldı.



-Müslüman Türk kadınlarını genelevlerde fuhuş yapmaya zorladılar.



-Özellikle yabancılardın seks ihtiyaçlarını karşılamak üzere açılan genelevlerin çoğunluğu Beyoğlu ve Karaköy semtlerinde idi.




Osmanlı'nın ekonomik çöküşü beraberinde fakirlik, cahillik ve sosyal sarsıntıları getirdi.Türk kadınlarının çalıştırıldığı ilk gayrıresmi Genelev 1915 yılında açıldı.Fosforlu Cevriye sözleri fahişe Türk Kadınları için kullanıldı.

YASAL STATÜYLE genelevlerinin tanınması ise Cumhuriyet döneminde olmuştur .

1961 yılında bu işe bir yasal özellik kazandırılmıştır ! (darbe +genelev aynen 1908 deki darbe+ genelev bağıntısı burada da mevcut )









TÜRK KADINLARINI "FAHİŞELİĞE" ÖZENDİRDİLER !
---------------------------------------------------------------

Polis karakollarında, mahallelerde, çarşıda pazarda... hele hele lüküs otellerde onları tanımayan olmazdı!... Adet olmuştu:

" Fosforlu Cevriye" olarak şöhret bulmuşlardı...

"Ateşim var külüm yok.Dumanım var gülüm yok"

diye başlayan türküler onlar için söylenmişti...

Kısacası, mahalleden mahalleye kovulan... Mazallah köy yerinde "icrayı faaliyet'te bulunurlarsa "şer-i şerife" göre halkın huzurunda taşlanarak öldürülen... kendilerine türlü türlü isimler verilen... Bir kısmının "sürtük"... genelde "orospu" olarak görüldüğü erbabına malum olanlarca "fosforlu cevriye" idiler...

Fosforlu'lara 1915 yılında serbest çalışma izni verildi. İsteyenlere "vesikası verilerek" umumhanelere gönderildi...

"Ahlak zabıtlarının kurulması, Şişli, Haseki ve Beyoğlu'nda "Zührevi hastalıklar hastahanelerinin açılması da aynı yıla rastlar...

Hele hele Osmanlı Devletinin tamamen parçalanma içine girdiği, 1919- 1922 mütareke ve işgal yıllarında İstanbul'da fuhuş olayları tarihte görülmemiş seviyeye ulaştı. İstanbul Polis mektebi müdürü Mustafa Galip Beyin verdiği resmi bilgilere göre (1) mütareke yılarında "

Fahişe" veya fosforlu cevriye sanatını icra eden ve resmi kayıtlara geçenlerin sayıları 2125'dir.


Vesikalık çalışanlar ise 979'u bulmaktadır.

Aynı mesleği zaman zaman icra edenlerin sayıları 1000'in üzerindedir.

Toparlarsak "Mütareke yılları İstanbul’unda" 4500- 5000 civarında" geçimini “fahuşla kazanan" kadın vardır... "

Ne acıdır ki, Paris Müdürünü kayıtlarında resmen fuhuş yapanların

774'e Müslüman
691'i Rum...

194'ü Ermeni...
124'ü.. Yahudi...
ve 171'i Rus asıllı kadınlardır...

Bunları sayıları fazla olmasa da Yunan, Avusturyalı, Roman ve İtalyanlar izler...


Filozofca bir düşünceye göre 

 "Bir toplumda namusuz kadınların sayıları dağ gibi kabarmışsa orada onları o yola sevk eden namussuz erkeklerin çoğaldığını kabul etmek gerekir."



2)...Mütareke yılları İstanbul'unda "kadınlara fuhuş yaptırılan" Genelev sayısı 175'i bulmaktadır.


Çoğunluğu, Galata, Beyoğlu gibi Levantenlerin, Frenklerin bulunduğu mahalledir.

Türk ve Müslüman fahişeler, Üsküdar, Kadıköy tarafındaki "genel ev, perişan ve otellerde "icrayı faaliyet içindedirler....

Genelev sahibi olanların 79'u Rum,
45'i Yahudi, 35'i Ermeni,
12'si Türk,
2 zenci,
1’i Mısır'ı,
1'ide Macardır..


Aynı genelevlerde vesikalı olarak çalışan kadınların milliyeti ise


386'sı Rum,
125'i Musevi,
91'e Ermeni,
64'ü Türk,
64'ü Ruslar ondan Alman, İtalyan, Roman, Bulgar, Fransız, Leh Asıllılar izler (3)...

Fahişelerin ücretleri de bellidir. "vizitesi 15 kuruştan 5 liraya kadar...15 kuruşluklar Beyoğlu, Yüksek kaldırımda bulunanlardır... Lüks tarife vizite yapıp 5lira ve daha fazla alırlar ise Şişli'de özel evlerde çalışır...

İşgal yılları İstanbul'u... Bir yanda 331, 332, 333 yılları vurguları ile zengin olanlar...

diğer yandan açlık, kıtlık sefalet içinde yaşayanlar... Fahişeliğin alemi bir sanat haline gelmesini hepsinden de acısı Türk ve Müslüman kadınların "fosforlu cevriye" adı altında bu yola özendirilmesinin acı gerçekleri yaşandı.



.Kaynaklar:
1- Mustafa Galip, "Fahişeler Hayatı ve Reddiatı Ahlakiye, "1338,
2- Felsefesi eğitimci Hamdi Aksoy'un görüşleri.
3- C.R. Johnson, "constantinople today... New York, 1922.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder