18 Ağustos 2013 Pazar

osmanlıda türklük yok sayıldı yalanı



*****************
kardeşlerim ;
bazı milliyetçi görünümlüler tarafından msüslümanın kafasını karıştırmak için ortaya atılan bir iddia var...
osmanlı türklüğü öldürdü 
yok saydı tezi palavradan ibarettir...
osmanlının türklüğü öldürmediğinin delili
daha henüz
Türkiye cumhuriyeti kurulmamışken bile
fransız ansiklopedilerinde
osmanlıdan bahsedilirken
avrupa türkiyesi
anadolu türkiyesi şeklinde tabirlerin yeralmasıdır...


türkiye kelimesi 1923 icat olmadı...
italyanlar
fransızlar
osmanlının yaşadığı her yere türk iye dedi..

hatta
fastan cezayirden --osmanlı topraklarından 
güney amerikaya
giden osmanlılara
BREZİLYA da hala elturco denir...

onlara arap bile denmez...
osmanlıdan gelen herkes türk bilinir...

ve hatta breizlyanın en zengini ve dünyanın en zenginlerinden bir tanesi de elturcodur dileyen google dan bulabilir...

o sebeple
bazılarının levazımatçı partiyi desteklemek için uydurduğu
" efendim türkleri yok saymışlardı " tezi tamamen bir saçmalıktır
ve bilimsellikle


tarihi kaynaklarla uzaktan yakından ilgisi yoktur...


********************
ulus devletin olmadığı
ve hiçbir krallıkta milliyet unsurunun bulunmadığı bir dönemde
ulusa devlet istemek ancak tarih bilmeyen akılsızlara nasip olur...

fransız kralı gider
avusturya macaristan imparatorluğundan
hasburg hanedanının kızıyla evlenir

düşman ingiliz
fransız gelin alır vs...

osmanlıda ÜMMETÇİYDİ
bir kadın kelime-i şehadet getirdi mi müslüman olur...
haremde eğitim verilir...
Din böyledir...

engizisyon cadı avlarıyla
diri diri insan yaktığı dönemde osmanlıda milliyetine bakılmadan halkının liyakatına göre vazife vermiştir...
vergi sistemini de müslim gayri müslim olmak üzere belirlemiştir

bugün modern avrupada
hala türkler
müslümanlar ayrımcılığa uğruyor
ve onlaırn çocuklaırnın iyi okullarda okumaması için çalışmalar yapılırken

Osmanlıda böyle bir sorun olmamıştır....görev yapma başarısı gösterene vazife verilmiştir...

***************

şimdi sizlere kaynaklarıyla
TÜRK kelimesinin geçtiği yayın ve yıllarını vereceğim..:


yayınlar fransız menşeilidir :
----------------------------------
Büyük Türk kelimesi 1453 te Fatih Sultan Mehmet Han için kullanılmıştır ...
1453 le Grand Turc « le sultan, empereur des Turcs » 
( eser adı : Monstrelet, Chron., III, fo85 ds La Curne: grand Turc )

************************
türk kelimesinin geçtiği diğer yayınlar :
--------------------------------------------
1456 (A. de La Sale, Jehan de Saintré, éd. J. Misrahi et Ch. A. Knudson, p. 216: le Grant Turcq); 

türk kadar güçlü /yıl : 1457 expr. fort comme un Turc (Bertrandon de La Broquière, Voyage d'Outremer, 
éd. Ch. Schefer, p. 217: il est fort comme ung Turc); 


YIL : 1623 expr. traiter qqn de Turc à Maure (Garasse, Doctrine curieuse des beaux-esprits de ce temps, p. 900: un usurier qui traictoit avec luy de Turc à More); 

YIL : 1857 tête de Turc « personne qui est la cible des railleries, des attaques » (Goncourt, Journal, p. 329); 

YIL : 1866 tête de Turc « sorte de dynamomètre sur lequel on s'exerçait dans les foires » (L'Année sc. et industr., 1867, p. 275 ds Rob. 1985, s.v. tête); 

YIL :1903 jöntürk -jeune-turc adj. pol. 
(Gde Encyclop., p. 532a, s.v. Turquie: un comité jeune-turc se forma alors contre la cour); 

1907 Jeune-Turc subst. (Nouv. Lar. ill. Suppl., s.v. Jeune-Turquie: le parti des Jeunes-Turcs); 

1951 p. ext. (Camus, Homme rév., p. 281 [citant Lénine]: nous sommes les jeunes Turcs de la révolution); b) 1457 subst. « langue parlée en Turquie » (Bertrandon de La Broquière, op. cit., p. 100: en celluy pays se parle Turc); 2. adj. a)


YIL : 1536 --Türk Atı = cheval turc 
(Rabelais, Lettre à Mgr de Maillezais ds Œuvres, éd. Ch. Marty-Laveaux, t. 3, p. 365: quelques chevaulx Turcs); b) 

YIL = 1537 loc. à la turque 
(B. des Périers, Cymbalum Mundi, dialogue 2 ds Œuvres, éd. L. Lacour, t. 1, p. 339: acoustrer à la Turque); 

YIL = 1694 /türk usulü nokta brod. point à la turque (Invent. du château d'Humières ds Havard); 

YIL = türk noktası / 1765 point turc (Encyclop. t. 12, p. 875b); d)

YIL = 1762 Türk oturuşu = assis à la turque
(Ch. S. Favart, Les Trois sultanes, éd. 1809, p. 191: Soliman et Elmire sont assis à la turque); e) 

YIL = 1846 TÜRK KAHVESİ / café à la turque (Dumas père, loc. cit.);
yıl 1907 türk kahvesi = café turc 
(Farrère, Homme qui assass., p. 56); f) 

YIL =1851 TÜRK HAMAMI /bain turc (Flaub., Corresp., p. 293); g) 1872 à la turque mus. (Littré: rondeau à la turque); h) 

1893 « se dit de cabinets d'aisance sans siège » (Eudel, Arg. St-Cyr, p. 67: Turc (le). Cabinets d'aisance des anciens); 

1894 (Bricka, Cours ch. de fer, t. 1, p. 235: des sièges à la turque dans les cabinets publics pour hommes). B. 1504-09 subst., abusivement « musulman » (Lemaire de Belges, Couronne margaritique ds Œuvres, éd. J. Stecher, t. 4, p. 47: mauvais Chrestiens ou Turcqz). C. 1. 1697 subst. ethnol. « d'un ensemble de peuples d'Asie centrale » (D'Herbelot, Bibl. orientale, p. 487: Igur et Aigur. Nom d'une Tribu des Turcs Orientaux); 

1826 adj. (Balbi, Introd. à l'atlas ethnographique du globe, p. 150: les nations turkes; p. 155: la famille turke); 

1842 (Ac. Compl.: famille turque); 2. 1820 adj. ling. (A. Remusat, Rech. sur les lang. tartares, t. 1, p. 255: dialectes Turks, langue Turke); 

1842 (Ac. Compl.: langues turques). Empr. au turctürk « turc » (comme nom commun, signifie « puissance », v. Lang. Monde 1924, p. 194; Vasmer t. 3, p. 124)

.Les Turcs étaient connus des Chinois au vies. sous le nom de T'ou-Kiue (prob. empr. au mongol türküt, plur. de türk, cf. Pelliot ds Lang. Monde, p. 194) et des Grecs au vies. également Τ ο υ ̃ ρ κ ο ς (Lang. Monde 1952, p. 332).
=================
şimdi yerli kaynaklara gözatalım 1923 öncesi :
------------------------------


Osmanlı tarihçisi ve Şeyhülislamı Hoca Sadedin ,
Tacü ’ t Tevarih adlı eserinde Osmanlı fetihlerini anlatırken 
Türk yiğitleri ” , “ Zaferleri gölge edinmiş Türk askerleri ” gibi ifadelerle Osmanlı askerlerini över. 

17. yüzyıl tarihçilerinden Solakzade Mehmet Hemdeni de eserlerinde “ Konstantiniyeyi feth eden Türk ’ ün oğlu ” gibi deyimler kullanır. 

16. yüzyılın en büyük tarihçilerinden Gelibolulu Mustafa Ali ise Kühn-ül Ahbar adlı eserinde “ seçkin millet , güzel ümmet, Türk milleti ” nitelemesi yapar.


Osmanlı zamanındaki saray tarihçileri Osmanlı Hanedanı'nı Oğuz Han’a ve Orta Asya’ya bağlarlar .

Bu eserlerde ; Osmanlılar, Oğuz neslinden ve Kayı boyundandır. 

Osmanlı Tarihi, Türk Tarihinin bir parçası olarak ele alınır. Fatih Sultan Mehmed, Cem Sultan'dan olan torununa “ Oğuz ” ismini verirken, II. Bayezid'den olan torununa “Korkut” adını vermiştir.
yani özetle
osmanlılık türk lüğü küçültmemiş 
yok saymamıştır...

ki ecnebiler osmanlıyı hep türk bilmiştir...

esselamu aleyküm ...

****

http://ottomanm2d.blogspot.com/
http://dunyagerceklerim.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder