1 Eylül 2013 Pazar

şems = güneş / tasavvufta arınma nasıl çabuklaştırılabilir




kardeşlerim ..
şems üst anlamda güneş 
alt anlamda bütün güneşlere ay lara kainatta olan bütun yıldızlara ısı ve ışk veren 
kaynaktır ..

şems bütün ışıkları vasıfları üzerinde toplayan
yayan demektir ..

kuranı kelamda
şems kelimesi geçen ayetler ile
nurani hal artar
bu ayetlere aşık olursan
ışık senden kaybolmaz
aşkın merkezi de Allahtır
önce ona aşık olmak gerekir
Allah a ne kadar çok aşık olanlara
yakınlık ve irtibat gösterirsen
Allahın muhabbeti sevgisi sende çoğalır
merkeze götürür

merkez de kendi sevgisidir
Allah deliyi severse o deli
veli olur
herkes onu deli bilir
Allah katında o çok bilgilidir ..


böyle nitelikte merkez var mıdır ?
vardır


kutup yıldızı
nasıl Allahın isminde bütün isimler teşkilse
bütün yıldızların özellği de
kutup yıldızında vasıflıdır

gece ibadetlerinde
yahut cemaat halindeki ibadetlerde kutup yıldızı sinyallerini o mevkiye yönlendirir Allahın izniyle

Kuran-ı Kerimde içinde " şems " geçen sure ve ayetler :
****************************************AYET: SURE:
==== =====
2 258
6 78 ; 96
7 54
10 5
12 4
13 2
14 33
16 12
17 78
18 17; 86;90
20 130
21 33
22 18
25 45;61
27 24
29 61
31 29
35 13
36 38 ; 40
41 37
50 39
55 5
71 16
75 9
76 13
81 1
91 1

Allah şems
Allah muaffak etsin inşaallah

kardeşlerim
en hızlı çıkış riyazetle olur
okudum olmadı
zikrettim olmadı
çabaladım olmadı derseniz

yahut hayırlı işte acele mübah derseniz

hayvansal gıdayı kesin
et süt yumurta hayvana ait hiçbir gıda tüketilmeyecek

hurma ekmek zeytinyağı
yeşillik sebze meyve ile yapılan zikir
90 kat hızlı yol aldırır
Allah şems

kardeşlerim riyazet li oruç
da üst tür
bu dergah larda dereceliler için daha uygundur
sınavı ağırdır

aileniz , görevleriniz varsa
ihmal etmemeye gayret edin
denge yi bozmayın inşaallah


esselamu aleyküm ..


---------------------
Bismillahirrahmanirrahim
---------------------------------
1. Güneşe ve onun aydınlığına andolsun,

2. Onu izlediğinde Ay'a andolsun,

3. Onu ortaya çıkardığında gündüze andolsun,

4. Onu bürüdüğünde geceye andolsun,

5. Göğe ve onu bina edene andolsun,

6. Yere ve onu yayıp döşeyene andolsun,

7, 8, 9. Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.

10. Onu kötülüklere gömüp kirleten kimse de ziyana uğramıştır.

11. Semûd kavmi, azgınlığı sebebiyle yalanladı.

12. Hani onların en bedbaht olanı (fesat çıkarmak için) ileri atılmıştı.

13. Allah'ın Resülü de onlara şöyle demişti: "Allah'ın devesini ve onun su içme hakkını koruyun."

14. Fakat onlar, onu yalanladılar ve deveyi boğazladılar. Bunun üzerine Rableri, suçlarından dolayı onları helak etti ve kendilerini yerle bir etti.

15. Allah, bunun sonucundan çekinmez de !

(Şems suresi )

****************************
arapça okunuşu:
----------------
Bismillahirrahmanirrahim

1. Veşşemsi ve duhaha.

2. Velkameri iza telaha.

3. Vennehari iza cellaha.

4. Velleyli iza yağşaha.

5. Vessmai ve ma benaha.

6. Vel'ardı ve ma tahaha.

7. Ve nefsin ve ma sevvaha.

8. Feelhemeha fücureha ve takvaha.

9. Kad efleha men zekkaha.

10. Ve kad habe men dessaha.

11. Kezzebet semudü bitağvaha.

12. İzinbe'ase eşkaha.

13. Fekale lehüm resulullahi nakatallahi ve sukyaha.

14. Fekezzebuhü fe'akaruha fedemdeme 'aleyhim rabbühüm bizenbihim fesevvaha.

15. Ve la yehafi 'ukbaha.

***sadakallahülazim***

************************
Bismillahirrahmanirrahim
-------------------------------------
" Allah, kendisine hükümdarlık verdi diye (şımarıp böbürlenerek) Rabbi hakkında İbrahim ile tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim, “Benim Rabbim diriltir, öldürür.” demiş; o da, “Ben de diriltir, öldürürüm” demişti. (Bunun üzerine) İbrahim, “Şüphesiz Allah güneşi doğudan getirir, sen de onu batıdan getir” deyince, kâfir şaşırıp kaldı. Zaten Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. "


" E lem tera ilellezî hâcce ibrâhîme fî rabbihî en âtâhullâhul mulk(mulke), iz kâle ibrâhîmu rabbiyellezî yuhyî ve yumîtu, kâle ene uhyî ve umît(umîtu), kâle ibrâhîmu fe innallâhe ye’tî biş şemsi minel maşrıkı fe’ti bihâ minel magribi fe buhitellezî kefer(kefere), vallâhu lâ yehdil kavmez zâlimîn(zâlimîne). " (kuran2.asure/258 )

*******************
Bismillahirrahmânirrahîm
" Güneşi doğarken görünce de, “İşte benim Rabbim! Bu daha büyük” dedi. O da batınca (kavmine dönüp), “Ey kavmim! Ben sizin Allah’a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım” dedi. "

" Fe lemmâ reeş şemse bâzigaten kâle hâzâ rabbî,hâzâ ekber(ekberu), fe lemmâ efelet kâle yâ kavmî innî berîun mimmâ tuşrikûn(tuşrikûne). " (kuran 6.sure 76 )

********************
Bismillahirrahmânirrahîm
O, karanlığı yarıp sabahı çıkarandır. Geceyi dinlenme zamanı, güneşi ve ayı da ince birer hesap ölçüsü kıldı. Bütün bunlar mutlak güç sahibinin, hakkıyla bilenin takdiridir (ölçüp biçmesidir).

Fâlikul ısbâh(ısbâhı), ve cealel leyle sekenen veş şemse vel kamere husbânâ(husbânen), zâlike takdîrul azîzil alîm(alîmi).

*********************
Bismillahirrahmânirrahîm

Hani Yûsuf, babasına “Babacığım! Gerçekten ben (rüyada) on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki onlar bana boyun eğiyorlardı” demişti.

İz kâle yûsufu li ebîhi yâ ebeti innî re eytu ehade aşere kevkeben veş şemse vel kamere re eytuhum lî sâcidîn(sâcidîne). ( 12Yusuf suresi - 4 )

***********************
Bismillahirrahmânirrahîm

Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş’a kurulan, güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. Bunların hepsi belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. O, her işi (hakkıyla) düzenler, yürütür, âyetleri ayrı ayrı açıklar ki Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanasınız.

Allâhullezî refeas semavâti bi gayri amedin terevnehâ summestevâ alel arşı ve sehhareş şemse vel kamer(kamere), kullun yecrî li ecelin musemmâ(musemmen), yudebbirul emre yufassılul âyâti leallekum bi likâi rabbikum tûkınûn(tûkınûne)."

13 / RA'D - 2

************************
Bismillahirrahmânirrahîm
O, âdetleri üzere hareket eden güneşi ve ayı sizin hizmetinize sunan, geceyi ve gündüzü sizin emrinize verendir.

Ve sehhare lekumuş şemse vel kamere dâibeyn(dâibeyni), ve sehhare lekumul leyle ven nehâr(nehâra).

Kur'ân-ı Kerim » 14 / İBRÂHÎM - 33

*************************
Bismillahirrahmânirrahîm

O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Bütün yıldızlar da O’nun emri ile sizin hizmetinize verilmiştir. Şüphesiz bunlarda aklını kullanan bir millet için ibretler vardır.

Ve sehhara lekumul leyle ven nehâre veş şemse vel kamer(kamere), ven nucûmu musahharâtun bi emrih(emrihî), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin ya’kılûn(ya’kılûne).

Kur'ân-ı Kerim » 16 / NAHL - 12

**************************
Bismillahirrahmânirrahîm

Güneşin zevalinden (öğle vaktinde Batı’ya kaymasından) gecenin karanlığına kadar (belli vakitlerde) namazı kıl. Bir de sabah namazını kıl. Çünkü sabah namazı şahitlidir.

Ekımis salâte li dulûkiş şemsi ilâ gasakıl leyli ve kur’ânel fecr(fecri), inne kur’ânel fecri kâne meşhûdâ(meşhûden). Kur'ân-ı Kerim » 17 / İSRÂ - 78

***************************
Bismillahirrahmânirrahîm

(Orada olsaydın) güneş doğduğunda onun; mağaralarının sağ tarafına kaydığını, batarken de onlara dokunmadan sol tarafa gittiğini görürdün. Kendileri ise mağaranın geniş bir yerinde idiler. Bu, Allah’ın mucizelerindendir. Allah, kime hidayet ederse işte o, doğru yolu bulandır. Kimi de şaşırtırsa, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.

Ve terâş şemse izâ taleat tezâveru an kehfihim zâtel yemîni ve izâ garabet takrıduhum zâteş şimâli ve hum fî fecvetin minhu, zâlike min âyâtillâh(âyâtillâhi), men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehu veliyyen murşidâ(murşiden). ( Kur'ân-ı Kerim » 18 / KEHF - 17 )

**************************
Bismillahirrahmânirrahîm

Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. Orada (kâfir) bir kavim gördü. “Ey Zülkarneyn! Ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın” dedik.

Hattâ izâ belega magribeş şemsi vecedehâ tagrubu fî aynin hamietin ve vecede indehâ kavmâ(kavmen), kulnâ yâ zel karneyni immâ en tuazzibe ve immâ en tettehıze fîhim husnâ(husnen).

Kur'ân-ı Kerim » 18 / KEHF - 86

**************************
Bismillahirrahmânirrahîm

Güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu.

Hattâ izâ belega matlıaş şemsi vecedehâ tatluu alâ kavmin lem nec’al lehum min dûnihâ sitrâ(sitren).

Kur'ân-ı Kerim » 18 / KEHF - 90

**************************
Bismillahirrahmânirrahîm

O hâlde, onların söylediklerine sabret ve güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tespih et. Gece vakitlerinde ve gündüzün uçlarında da tespih et ki hoşnut olasın.

Fasbir alâ mâ yekûlûne ve sebbih bi hamdi rabbike kable tulûış şemsi ve kable gurûbihâ, ve min ânâil leyli fe sebbih ve etrâfen nehâri lealleke terdâ.

Kur'ân-ı Kerim » 20 / TÂHÂ - 130

***************************
Bismillahirrahmânirrahîm

O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler.

Ve huvellezî halakal leyle ven nehâre veş şemse vel kamer(kamere), kullun fî felekin yesbehûn(yesbehûne).

Kur'ân-ı Kerim » 21 / ENBİYÂ - 33

*Bismillahirrahmânirrahîm****


Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu sabit kılardı. Sonra biz güneşi gölgeye delil kıldık.

E lem tere ilâ rabbike keyfe meddez zıll(zılle), ve lev şâe le cealehu sâkinâ(sâkinen), summe cealneş şemse aleyhi delîlâ(delîlen).

Kur'ân-ı Kerim » 25 / FURKÂN - 45

*Bismillahirrahmânirrahîm***

Göğe burçlar yerleştiren, orada bir ışık kaynağı (güneş) ve aydınlatıcı bir ay yaratanın şanı çok yücedir.

Tebârekellezî ceale fîs semâi burûcen ve ceale fîhâ sirâcen ve kameren munîrâ(munîren).

Kur'ân-ı Kerim » 25 / FURKÂN - 61

*Bismillahirrahmânirrahîm*****

“Onun ve kavminin, Allah’ı bırakıp güneşe taptıklarını gördüm. Şeytan, onlara
yaptıklarını süslü göstermiş ve böylece onları yoldan çıkarmış. Bu yüzden de onlar doğru yolu bulamıyorlar.”

Vecedtuhâ ve kavmehâ yescudûne liş şemsi min dûnillâhi ve zeyyene lehümuş şeytânu a’mâlehum fe saddehum anis sebîli fe hum lâ yehtedûn(yehtedûne).

Kur'ân-ı Kerim » 27 / NEML - 24

*Bismillahirrahmânirrahîm**

Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı, güneşi ve ayı hizmetinize kim verdi?” diye soracak olsan mutlaka, “Allah” diyeceklerdir. O hâlde nasıl (haktan) döndürülüyorlar ?

Ve le in seeltehum men halakas semâvâti vel arda ve sehhareş şemse vel kamere le yekûlunnallâh(yekûlunnallâhu), fe ennâ yu’fekûn(yu’fekûne).

Kur'ân-ı Kerim » 29 / ANKEBÛT - 61

*Bismillahirrahmânirrahîm***

Görmedin mi ki, Allah, geceyi gündüzün içine ve gündüzü de gecenin içine sokuyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri (kendi yörüngesinde) belli bir zamana kadar akar gider. Şüphesiz Allah, işlediklerinizden hakkıyla haberdardır.

E lem tere ennallâhe yûlicul leyle fîn nehâri ve yûlicun nehâre fîl leyli, ve sehhareş şemse vel kamere kullun yecrî ilâ ecelin musemmen ve ennallâhe bi mâ ta’melûne habîr(habîrun).

Kur'ân-ı Kerim » 31 / LOKMÂN - 29

*Bismillahirrahmânirrahîm***

Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneşi ve Ay’ı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri belirli bir vakte kadar akıp gitmektedir. İşte bu, Allah’tır, Rabbinizdir. Mülk yalnızca O’nundur. Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz, bir çekirdek zarına bile hükmedemezler.

Yûlicul leyle fîn nehâri ve yûlicun nehâre fîl leyli ve sehhareş şemse vel kamere kullun yecrî li ecelin musemmâ(musemmen), zâlikumullâhu rabbukum lehul mulk(mulku), vellezîne ted’ûne min dûnihî mâ yemlikûne min kıtmîr(kıtmîrin).

Kur'ân-ı Kerim » 35 / FÂTIR - 13

*Bismillahirrahmânirrahîm***

Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah’ın takdiri (düzenlemesi)dir.

Veş şemsu tecrî li mustekarrin lehâ, zâlike takdîrul azîzil alîm(alîmi).

Kur'ân-ı Kerim » 36 / YÂSÎN - 38

*Bismillahirrahmânirrahîm**

Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.

Leş şemsu yenbegî lehâ en tudrikel kamere ve lel leylu sâbikun nehâr(nehâri), ve kullun fî felekin yesbehûn(yesbehûne). ( yasin-40)

**Bismillahirrahmânirrahîm****

Gece, gündüz, güneş ve ay Allah’ın varlığının delillerindendir. Güneşe ve aya secde etmeyin. Eğer gerçekten Allah’a kulluk ediyorsanız, onları yaratan Allah’a secde edin.

Ve min âyâtihil leylu ven nehâru veş şemsu vel kamer(kameru), lâ tescudû liş şemsi ve lâ lil kameri vescudû lillâhillezî halakahunne in kuntum iyyâhu ta’budûn(ta’budûne). (SECDE ÂYETİ)

Kur'ân-ı Kerim » 41 / FUSSİLET - 37

*Bismillahirrahmânirrahîm**

O hâlde onların söylediklerine sabret ve güneşin doğuşundan önce de, batışından önce de Rabbini hamd ederek tespih et.

Fasbir alâ mâ yekûlûne ve sebbih bi hamdi rabbike kable tulûış şemsi ve kablel gurûb(gurûbi).

Kur'ân-ı Kerim » 50 / KAF - 39

*Bismillahirrahmânirrahîm***

Güneş ve ay bir hesaba göre hareket etmektedir.

Eş şemsu vel kameru bi husbân(husbânin).

Kur'ân-ı Kerim » 55 / RAHMÂN - 5

*Bismillahirrahmânirrahîm****

‘ Onların içinde nasıl ayı, bir ışık, güneşi de bir kandil yapmıştır ? ’

Ve cealel kamere fîhinne nûren ve cealeş şemse sirâcâ(sirâcen).

Kur'ân-ı Kerim » 71 / NÛH - 16

*Bismillahirrahmânirrahîm***

(7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir.

Ve cumiaş şemsu vel kamer(kameru).

Kur'ân-ı Kerim » 75 / KIYÂME - 9

**Bismillahirrahmânirrahîm****

Orada koltuklar üzerine kurulmuş olarak bulunurlar. Orada ne güneş (yakıcı sıcak) görürler, ne de dondurucu soğuk.

Muttekiîne fîhâ alel erâik(erâiki), lâ yeravne fîhâ şemsen ve lâ zemherîrâ(zemherîren).

Kur'ân-ı Kerim » 76 / İNSÂN (DEHR) - 13

**Bismillahirrahmânirrahîm***

Güneş, dürüldüğü zaman,

İzeş şemsu kuvviret.

Kur'ân-ı Kerim » 81 / TEKVÎR - 1

*Bismillahirrahmânirrahîm****

Güneşe ve onun aydınlığına andolsun,

Veş şemsi ve duhâhâ.

Kur'ân-ı Kerim » 91 / ŞEMS - 1

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder