18 Ocak 2016 Pazartesi

prof. bilmem kim / 2016




80 lerde profesör tanımının
 halkın gözünde bir değeri vardı...

  dedem trt yi izlerken
konuşmacının ismini okur...
adam profesör yaw...derdi
mühim bir şeydi bu...

   o dönemler millet olarak gerçekten saftık...
 biz halk olarak sanıyorduk ki
     bu koca koca profesörler de bizim gibi insanlardı
okumuş ...azmetmiş...hakederek o sıfatı almıştır diye düşünürdük...

   bilmiyorduk ki
içimizde...bizden isimler taşıyan sabetayist ler
sazanikos lar var...
   ve 
bilmiyorduk ki
üniversitede
devlette önemli birimlerde bunların kontrolü vardı...

   ya kendilerinden olanları yükseltiyorlardı...
 ya da 
  kendilerine hizmet edecek kadar körleşmiş olanları ...

    çok kanallı dönemlerde
kimya profesörün den ilahiyat icazeti soran sözde gazeteciler...
  halkın bu saflığını bilerek ...bilgilerle oynuyorlardı...

prof...bilmem kim
  prof olmasına prof ta neyin profu...
veya
doktor ...bilmem kim...
ne doktoru
tıp doktoru mu...

  bir de dünya akademik çevresinde  olmayan uyduruk bir titrimiz daha vardır...
ordinaryus...
bu da prof.un unlimited versiyonu oluyor...
  :)

    uzatmayı da severiz hani...
professör doçççent dokktorrr bilmem kim

   yahu
adam zaten doçent doktor olmadan
prof olamayacağına göre...
bunu vurgulamanın anlamı ne...
   tamamen kompleks...

bunca yıl yalakalık yaptım...
prof çantası taşıdım...
kes kopyala yapıştır tezleri güzelce harmanladım...
artık
uzun uzun okunacak bir ünvanım olmalı...düşüncesi bu...

 şimdi
millet olarak
son 5 yıldır hızlandırılmış olarak saflığımızdan uyandırılıyoruz...
yediğimiz tokatlarla
millet olarak kendimize geliyoruz...

hdpkk ya destek olan kemalistinden ibneye türkü yakan sanatçısına...
ağlama duvarında ağlayan paşasından
milleti söğüşleme örgütü kumpasçı ajan münafıklara...
iran aşığı solcusundan
biji obama diyen komünistine
terörist propagandası yapan prof.una...

evet...
istesek de istemesek de uyandırılıyoruz...
çünkü
millet olarak vazifemiz var...
çok önemli bir vazife

ecdadımızdan aldığımız sancağı yükseltme görevimiz var...
takdiri ilahi böyle
bu görev bizim...

  rahmetli dedem odasında izlediğimiz tv nin sesinden rahatsız olunca 
yattığı yerden doğrulur...
içerisi yandı...şu televizyonu gapatın gedin yatın 
başım fışıldıo derdi...

   hey gidi saf günlerimiz...

esselamu aleyküm

   ottomanm2d.blogspot.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder