24 Mart 2020 Salı

yerli aşı mevzusu - 2020





🔴 AŞI MEVZUSU VE GERÇEKLER

    Ülkemizde aşı üretimi için çalışmalar ilk Osmanlı İmparatorluğu Döneminde başlamıştır
   1721 yılında İngiltere Büyükelçisinin eşi Lady Mary Montagu ülkesine yazdığı bir mektupta İstanbul’da çiçek hastalığına karşı
  “ aşı denilen bir şey ” (varilasyon metodu) yapıldığını hayretle bildirmektedir
  ( 1975 senesine kadar zayıflatılmıs çiçek miktopları iğne ile kola çiziktirilirdi ...o zamana kadar doğan kişilerin kolunda bu iz halâ mevcut )
   Bu mektup aşı yapımına ilişkin ulaşılmış en eski belgedir

 🔴Aşı üretiminde Osmanlı dönemi

   📌 Abdülhamit han Pasteur e nişan ve para verdi bunun karşılığında ondan gönderdiği  3 kişiyi  yetiştirmesini istedi 

    Aşı üretim çalışmalarını yürütmekte olan Pasteur  çalışmalarını sürdürebilmek için dönemin devlet başkanlarına maddi katkı için yazı yazar
   yazılardan birinin 2. Abdülhamit’e ulaşması sonrasında
   2. Abdülhamit yardım yapabileceğini ancak çalışmalarını İstanbul’da sürdürmesini ister,

   bu teklif Pasteur tarafından kabul görmeyince ikinci teklif oluşturulur,

   Pasteur’a  Mecidiye Nişanı ile birlikte
  10.000 altın ( İstanbul da  yaklaşık 180-200 ev parası karşılığı) yollanır  aynı zamanda Osmanlı’ dan 3 kişinin de yanına asistan olarak yetiştirilmesi istenir

   Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şâhâne’den müderris
  📌 Alexander Zoeros Paşa ’nın başkanlığı altında
 📌 Kaymakam (yarbay) Dr. Hüseyin Remzi
   ve
📌  Kaymakam (yarbay) Veteriner Hüseyin Hüsnü beylerin gönderilmesine karar verilir

  Daha sonra bu ekip çalışmalara temel teşkil etmesi için
  “kuduz mikrobu” enjekte edilmiş bir kemik iliği ile Osmanlıya geri döner

   1887 nin Ocak ayında Zoeros Paşa’nın kliniğinde Daûl-Kelp ve Bakteriyoloji Ameliyathanesi (Kuduz Tedavi Müessesesi) kurulur

  Bu kurum dünya ’da üçüncü, doğunun ise ilk kuduz merkezi olmuştur
   Daha sonra bu merkez difteri serumu da üretmiştir

  🔴 1885 te   dünyada ilk defa Osmanlı da  çiçek aşısı uygulaması için  kanun çıkarılıyor

 📌 1885`te dünyada ilk kuduz aşısı bulundu
   📌1887 Ocak ayı başında Kuduz aşısı Osmanlı`ya getirildi

   📌 Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şahane`de ilk kuduz aşısı üretildi


  📌  • 1887 de Kuduz Tedavi Müessesesi kuruldu.
1892 yılında bakteriyoloji hane kurulmuştur

    • 1892 de ilk çiçek aşısı üretim evi kuruldu
1896 da difteri
1897 de sığır vebası
1903 de kızıl serumları Veteriner Hekim Mustafa Adil (1871-1904) tarafından üretildi
 
  1911 yılında tifo
  1913 yılında kolera   dizanteri ve veba aşıları Osmanlı da  ilk kez hazırlandı ve uygulandı

 🔴 aşı üretiminde  cumhuriyet dönemi

    1927  de verem aşısı üretimi başladı
İlk üretilen BCG aşısı ve prospektüsü 1927

   1931 yılından itibaren 1996 yılına kadar tetanoz ve difteri aşıları üretilmiştir.
1937’de kuduz serumu üretilmeye başlanmıştır.
1940 yılında kolera salgını için Çin’e aşı gönderilmiştir.
1942 yılında tifüs aşısı ve akrep serumu üretimi başladı.
1947`de Biyolojik Kontrol Laboratuarı kuruldu.
1950`de İnfluenza laboratuarı Dünya Sağlık Örgütü tarafından Uluslararası Bölgesel İnfluenza (grip) Merkezi olarak tanındı ve influenza aşısı üretimine geçildi.
1976`da Kuru BCG aşısının deneysel üretimi başladı. 1983`te kuru BCG aşısı üretimine geçildi.

  Kurtuluş savaşı sırasında zor koşullar altında da hayvan ve insan aşıları üretilmeye devam edilmiştir
 
   İstanbul’un işgali sonrasında aşı merkezi önce Eskişehir, daha sonra da Kırşehir’e taşınmıştır
 
  Aynı dönemde Afyon’da da çiçek aşısı üretilmeye devam edilmiştir

  Erzurum ’daki
serum laboratuvarı Rus işgali sırasında Halep, Niğde, Sivas ve Erzincan’a taşınmış. Kastamonu’da da aşı üretimi yapılmıştır.

  Benzeri üretim Cumhuriyet döneminde de devam etmiş

  📌 1928 de Hıfzısıhha Enstütüsü ile üretim merkezileştirilmiştir

📌  1940 lı yıllara kadar tifo, tifüs, difteri, BCG, kolera, boğmaca, tetanoz, kuduz aşıları seri üretimle oluşturulmuştur

 📌 1968 ’de kurulan serum çiftliğinde tetanoz, gazlı gangren, difteri, kuduz, şarbon akrep serumları da üretilmiştir

 🔴  Ülke de hastalıkların yok olması ile 1971’de tifüs, 1980’de çiçek aşısı üretimi sonlanmıştır

   1986 yılında yerli kuduz aşısına karşı dönemin solcu gazetelerinde olumsuz kampanya başlatılmıştır
  ( milliyet arşivden ilgili haberler fotoğraf kısmında paylaştık )

    köpek ısırması vakalarında hastanekerde yerli aşıların etkisiz olduğu öne sürülerek yüksek fiyatlara halk ithal aşı almaya zorlanmıştır
 
 🔴Yerli aşı üretimi 1996 da durduruldu

   Ülkemizde aşı üretimi

  1996 da DBT ve kuduz aşısı  1997’de BCG aşı üretiminin kesilmesi ile
sona ermiştir

   Osmanlı İmparatorluğunda ilk aşı üretimi ve uygulanmasının başından beri aşı lojistiği, uygulanması ile hastalıkların önlenmesi ücretsiz olarak Devlet eliyle yürütülmektedir.
Aşı üretiminin sona ermesi ile aşılar satın alınarak temin edilmektedir. İki binli yıllarda aşıların Türkiye’de üretimi konusunda tekrar ilgi artmıştır.

   2009 yılında beşli karma (DaBT-IPV-Hib), 2011 yılında dörtlü karma (DaBT-IPV) 3 yıllık alımı yapılırken kademeli olarak paketleme ve enjektöre dolum teknolojisi ülkemize getirilmiştir

  2010 yılında zatürre aşısı (KPA-Konjuge Pnömokok) yine 3 yıllık alım garantisi karşılığı paketleme, enjektöre dolum yanında formulasyon teknolojisinin de ülkemize getirilmesi sağlanmıştır


Halen yerli bir firma tarafından akrep ve yılan antiserumları da üretilmektedir

   2015 yılında yedi yıllık alım garantisi ile tetanoz ve difteri aşılarının kademeli olarak antijen üretimine kadar yapılması planlanmıştır

   son günlerde yerli aşı üretimi sanki yeni durdurulmuş gibi algı haberlere itibar etmeyin...
   bizi durduranlar milli otomobile
  iha ya
  siha ya
   milli olan herşeye daîma karşı çıkanlardır

  kaynak :

      1.http://asi.saglik.gov.tr
        2 . http://gazetearsivi.milliyet.com.tr

 araştırmayı yapan :
  www.facebook.com/ottomanm2d










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder