7 Şubat 2013 Perşembe

hüzünlü bir çörek hikayesi KRUVASAN



  
KRUVASAN NEDİR ?

----------------------------
   Geçenlerde tv de bir reklama denk gelince olayın vahamiyetini anladım ...
  hazır kruvasanlar artık yaygın üretim ağına dahil edilmişti...ve reklamı ulusal tv kanallarında yayınlanıyordu...

  Kuravasan = croissant kelimesinden fransızcadan gelmektedir.

  anlamı da HİLAL dir. 

  evet bizim hilalimiz....Osmanlının 3 HİLALİ....

  Avustuya kapılarında Vİyana da OSmanlı ağır kış koşulları ve azalan erzaklarından dolayı geri çekilmek durumunda kalınca...

  Viyanalılar kurtulmalarının şerefine bunu kutlamak için OSMANLI yı tarif eden bu HİLAL şeklindeki çöreklerden ; yapıp başlarının gözlerinin sadakası olarak dağıtmışlardı .

   Bir ara Fransa da polonyalı birisiyle tanışmıştım ...
  bana iştahla " SİZİ VİYANA DA BİZİMKİLER DURDURDU " dedi...

 yaw dedim kafamda..
  Polonya neresi
  viyana neresi ben neredeyim .... bu ne diyor ....

  evet yurtdışına çıkınca anladım ki
  BEN OSMANLIYIM ....

  Romanya ya gittiğimde...Sueçeva da....bir atlı heykel dikmişler...
  bana sevinçle anlattılar....
    Bizler bu adam sayesinde OSmanlı yı durdurduk...

 aradan belki 200 yıl geçmiş...hala övünüyorlar....

  onları 400-500 sene idare etmiş olan OSMANLInın torunları olarak bizler ise ne yapıyoruz dedim içimden...kendi kendime gerçekten tuhaf oldum...

    Bir tartışmaya girdik...
 Dediler ki OSmanlı bize böyle zulmetti...şöyle zulmetti...deyince ben de : 

 " Amma da zulmetmiş ....hala kendi dilinizi konuşuyorsunuz ,kendi kültürünüzü yaşıyorsunuz...

 İngiliz ve Fransız sömürgelerine bir bakın ...50 senede dillerini unuttular...sizler nasıl azap gördünüz de böyle kaldınız "dedim....
cevap :   " ama balkan hakları inatçı olurmuş efendim " Hey Ya Rabbi...
  
                  ****
    Bu kısmı alıntılayacağım ...haızır varken yazmaya ne hacet yani :=) 

      Bugün Türkleri Avrupa Birliği'nde görmek istemeyenlerin genlerinde , o dönemde yaşayan atalarından kendilerine kadar ulaşan, Türklerin bütün Avrupa'yı ele geçirmelerine ramak kaldığı 1529'daki birinci ve 1683'deki ikinci Viyana kuşatmalarının korkusu gizli.

       Özellikle ikinci kuşatmada kent sadece abluka altına alınmakla kalmadı. 

     Tepeden tırnağa silahlı Osmanlı ordusu Viyana'nın dünyayla bağlantısını kestikten sonra, top ateşiyle kent surlarında gedikler açmaya da başladı. 

   Viyana halkı kıtlık ve yorgunluktan bitkin düşmüş,
         cephaneleri iyice suyunu çekmişti. 

    Batı dünyasının karabasanı gerçekleşiyordu; 

     Türk orduları Hıristiyanlığın doğudaki son önemli üssünü ele geçiriyordu. 

    Ama Viyana düşmedi. Polonya Kralı Jan Sobiyeski yönetimindeki Alman-Polonya kuvvetleri Köprülü Kara Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunu geri püskürttü.

     gelelim kruvasana  :

1. ÖYKÜ
--------------
    Türkler Viyana'yı kuşattıklarında şehir surlarının altından bir tünel kazarlar, buradan gizlice içeri sızıp bir baskınla kenti ele geçirmeyi planlamaktadırlar. 

     Viyana'nın sabaha kadar ekmek yapan fırıncıları gecenin sessizliğinde yeraltından sesler duyarlar ve nöbetçileri uyarırlar. 

    Kuşatma kalktıktan sonra da fırıncılar bu olayın anısına Türk sancaklarındaki hilalden esinlenerek ay şeklinde çörek yapmaya başlarlar. 

2. ÖYKÜ
----------------
      Kuşatma sırasında kenti kurtarmak üzere gelmesi beklenen Polonya ordusuna bilgi götüren Sırp casusu Kolçinski, Osmanlı ordusunun geri çekilmesinden sonra Viyana'da açtığı kahvehanede ilk kruvasanı yapar. 

3. ÖYKÜ
------------------
   Viyanalı pasta ustası Leo Navrantil kuşatma sırasında Viyana'nın ilk kahvehanesini açar ve burada hilal şeklindeki ilk çöreği üretir. 

4. ÖYKÜ
---------------------
Kuşatmadan sonra Viyanalı fırıncı ustası Peter Wender, Osmanlı sancağındaki hilali alaya almak amacıyla onun hamurdan bir taklidini yapar. 

    Ona bugün Avusturya'da kruvasan için kullanılmakta olan Kipferl adını verir. 

5. ÖYKÜ
-----------------------
    Hilal şeklinde çörek Viyana'da değil , yakınlardaki Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de ilk kez yapılmıştır. 

     Görüldüğü gibi, bizim yoğurdumuzun, beyaz peynirimizin üstüne konanlar gibi kruvasana da sahip çıkanlar çok. 

     Kuşkusuz kruvasanın geçmişine ilişkin daha başka öyküler de var. Ancak hemen bütün öyküler kaynak olarak Viyana'yı gösteriyor ve Osmanlı kuşatması bu kenti hedef aldığına göre, Osmanlı tehlikesinin kalkmasına en çok sevinenlerin de Viyanalılar olması doğal. 

      Nitekim sadece kruvasan değil, ortası haşhaş tohumlu bugün bizde de satılan ayçöreği,

      yine hilal şeklindeki değişik hamur çeşitleriyle yapılan kurabiyeler 17. yüzyıldan sonra Viyana'dan Avrupa'nın diğer merkezlerine yayıldı. 

     Öte yandan kahve gibi kaliteli kruvasanların yapıldığı milföy hamurunu da Viyanalılar büyük olasılıkla Türklerden öğrenmişlerdi. 

    Kuşatmanın kalktığı 1683'ten 1770 yılına kadar Fransızların kruvasanla ilgileri yok. 

   1770'de Avusturya İmparatoriçesi Marie Theresa'nın 15. çocuğu Marie Antoinette,

    Fransız Veliahtı Louis August ile evlendi ve Paris'e taşındı. 

   1774'te ise Kral XV. Louis çiçek hastalığından ölünce, 

   Marie'nin kocası XVI. Louis adıyla tahta çıktı. 

     Avusturya asıllı yeni kraliçenin hilal şeklindeki çöreği önce Fransa saray çevrelerine tanıttığı konusunda tarihçiler görüş birliği içindeler. 

     Buna önce Türk çöreği denmiş , ardından büyüyen ay anlamına gelen croissant olarak adlandırılmış.

     Kruvasan sadece sarayda sevilmekle kalmamış. Sıradan halk da onun bağımlısı olmuş. Bugün Fransız kahvaltısının simgesi haline gelen bu çöreği kendilerine armağan eden Avusturyalı prensese Fransa halkı teşekkürlerini nasıl ifade etti dersiniz ? 


   mason darbesiyle 1789 da  İhtilalde onu ve kocasını giyotine çıkarıp ikisinin de kellesini keserek  !.. 


 www.facebook.com/ottomanm2d
http://ottomanm2d.blogspot.com
 https://twitter.com/theottomanempir
    
    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder