14 Eylül 2012 Cuma
BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI -2-
KURGULANMIŞ SAVAŞLAR
BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI -2-
Hitler'in konuşmalarında vetoplantılarında ise şaşırtıcı bir biçimde ana hedef Yahudilerdir.
Hitler'in iktidara gelmesinden önce kardeş gibi bir
arada yaşayan Alman ve Yahudi halklarıbirbirlerine hiçbir zararlarının dokunmamasınarağmen oluşturulan yapay kaos ortamı yüzündenbirbirleri ile kanlı bıçaklı hale gelmişlerdir.
Savaştan önce Yahudi işadamlarına Nazigençlerinin düzenlediği saldırılar, evkundaklamalar ve cinayetler ortamı iyicegermiştir.
Zengin olan Yahudiler bir yolunu bulup Almanya'yı terk etseler de, fakir olan zararsız Yahudiler bir yere gidecek paraları olmadığından oldukları yerde kala kalmışlardı .
O dönemler savaş dönemleri olduğundanAlmanya'nın dışına çıkmak için büyük paralar ve bazı önemli bağlantılar şarttı.
Hitler savaşı başlatmış ve Almanya'nın sahte intikam harekatı başlamıştı.
Almanya savaşın ilk yıllarında başarı göstermiş ve Fransa,
Yugoslavya, Çekoslovakya, Avusturya ve Belçika gibi ülkelerin tamamını çok kısa sürede ele geçirmişti.
Özellikle Paris'e 2 saatte giren Nazi orduları İngiltere ve İspanya'nın iyice ürkmesine neden olmuştur. İngiltere'yi hava saldırıları iledarmadağın eden Nazi orduları bir taraftan da
sözde Yahudi soykırımı yapmaya başlamıştır.
Yahudiler bir bir katledilmiş ve imha fırınlarında
yakılmıştır.
Ortada öyle korkunç bir ortam vardır ki, savaştan sonra bölgeyi teftişe gelen Amerikalıgeneraller bile uçaklarından iner inmez havadakipis kokudan dolayı hava alanında kusmuşlardır.
Havadaki pis kokunun nedeni ise sürekli olarakyakılan insan cesetleri ve çürümüş cesetlerdir.
Savaştan sonra tam bir korku ülkesine dönen Almanya'da ortaya atılan iddialara göre neredeyse hiç Yahudi bırakılmamıştır. Ancak Sovyet araştırmacılar durumun hiç de öyle olmadığını savaşta katledilenlerin sadece %15'in
Yahudi olduğunu net ve çarpıcı belgelerle
kanıtlamışlardır.
Bu belgelere göre savaşta öldürülenlerin çoğu ermeni,çingene ve Polonyalılardı .
Geriye kalan zengin Yahudiler Rotscild ailesinin kurduğu
paravan şirketler aracılığı ile ve Amerikanaskerlerinin denetiminde, gizlice (Amerika'yadeğil) İsrail'e kaçırılmışlardır.
İsrail'e getirildikleri dönemden İsrail devleti kuruluncaya kadar olan süreçte tabiri caizse Allah'ın dağında prefabrik
usulü yapılmış evlerde kalmışlar ve büyük zorluk çekmişlerdi.
Kaçmak için girişimlerde bulunanlar ise Tevrat'ın emrettiği bir biçimde idam edilmişlerdir.
Neticede yaratılan sahte milliyetçi bir hava ile sözde Yahudi soykırımı yapılmış, tüm dünyada Yahudilere yönelik şiddet eylemlerine girişilmiş ve Yahudiler İsrail'e göç etmek zorunda
bırakılmışlardır.
Yani Rotschild ailesi 1. Dünya savaşında yarım bıraktığı işi 2. Dünya savaşında tamamlayabilmiştir.
şeytansoyu siyonist Deccal Rotschild ailesi,kendilerine göre, şeytana olan sözü yerine getirmiştir.
BAŞKAN KENNEDY'NİN ORTADAN KALDIRILMASI
----------------------------------------------------
2. Dünya savaşından sonra kurulan İsrail
devletinde her şey 1960 yılında John Fitzgerald
Kennedy'nin Amerikan başkanı olmasından
sonra değişmiştir.
Kennedy Amerikan tarihinin en genç Başkan'ıdır ve aynı zamanda ilk katolik Başkandır.
Kennedy'den önce Amerika'da katolik bir Başkan hiçbir zaman olmamıştır. John F Kennedy'nin babası olan Joseph Kennedy de politikacı olup aynı zamanda İngiltere büyükelçiliği yapmıştı. Ne babası, ne de Başkan Kennedy Yahudilerle iyi geçinemiyorlardı
Babası büyükelçilik yaptığı dönemde Londra'da Yahudilerin boy hedefi haline gelmiş ve çeşitli saldırılara maruz kalmıştı.
Sigmund Rotschild, Kennedy'ye " Başkan seçildiğinde Ortadoğu'da İsrail tarafını tutan bir politika izlemesi karşılığında, milyonlarca doları bulan seçim kampanyası masraflarını karşılamayı" teklif
etmiştir.
Ancak Kennedy böyle bir teklifin bir dahayapılmamasını rica etmiş ve kendisini hakareteuğramış hissettiğini belirttirmiştir.
Kennedy, İsrail lobisinin Amerikan devleti üzerindeki
faaliyetlerinden son derece rahatsızdı. Kennedy'ye göre lobilerin faaliyetleri, Amerikan bağımsızlığına vurulmuş bir darbeydi.
KENNEDY İLE İSRAİL BAŞKANI BEN GURİON'UN
---------------------------------------------
NÜKLEER KAVGASI
------------------------------
İsrail kurulduğu günden beri Ortadoğu'da süper güç olma hayali ile hareket etmiştir. Bu yüzden İsrail Devleti hızlı bir "nükleer silahlanma programı" izlemeye başlamıştır.
İsrail'in Dimona çölü'nde kurduğu nükleer santralinde peynir-ekmek gibi atom bombası ve nükleer başlıklı
füzeler üretmesi Başkan Kennedy'yi çok rahatsız
etmiştir.
İsrail'in nükleer füzelerinin Ankara,İstanbul, Şam, Tahran, Bağdat ve Riyad gibişehirleri vuracak kapasitede ve menzilde olması Kennedy yönetimini önlem almaya mecbur bırakmıştır.
Kennedy, Ben Gurion'a yazdığı sert bir uyarı mektubunda
'' İsrail'in nükleer programını durdurmaması durumunda Amerikan yönetiminin yaptırım uygulamaktan kaçınmayacağını belirtmiştir' '.
Ben Gurion da cevap olarak gönderdiği mektupta Kennedy'ye ''Genç Adam'' diye hitap etmiş ve bazı ağır ithamlarda bulunmuştur.
Bu mektuplaşmalar iyice çığırından çıkmış ve hakaretleşmeye dönüşmüştür.
Bu durum üzerine tepki olarak Ben Gurion istifa etmiştir.
Ünlü Yahudi politikacı Henry Kissinger
'' İsrail'in nükleer programına son vermesi İsrail'e büyük zarar
verir'' diyerek Kennedy'yi ikna etmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır.
Kennedy bununla da yetinmemiş ve 4 Haziran 1963'te Amerikan Temsilciler Meclisi'na danışarak çıkarttığı
11110 sayılı kanunla Amerikan Dolar'ını basma yetkisini Rotschild ailesine ait olan Federal Reserve Bank'ın elinden
alarak Amerikan Merkez Bankası'na vermiş ve
'' bir ülkenin parasının denetimin şahısların elinde
olmasının büyük bir sorun olduğunu'' belirterek
kendi sonunu hazırlamıştır.
Federal Reserve Bank, İsrail'in en büyük gelir kaynağıdır, tabiri caizse şah damarıdır.
Kennedy, dolar basma yetkisini Federal Reserve Bank'ın elinden alarak adeta İsrail'in şah damarını kesmiştir.
Neticede İsrail için Kennedy'nin etkisiz hale getirilmesi farz olmuştur.
Kennedy'nin seçimleri kaybetmesini beklemek boş bir umuttu, çünkü Kennedy halktan büyük destek görüyordu.
Kennedy'ye seçimler kaybettirilse bile sonradan
kazanması yüksek ihtimaldi.
Üstelik Kennedy'nin kardeşi de gelecek vaad eden bir politikacıydı. Tek bir çare gözüküyordu.
O da suikast idi.
Kennedy bir şekilde öldürülürse Amerikanyasaları gereği yerine yardımcısı getirilecekti.
Kennedy'nin yardımcısı Lyndon Johnson'dı. Johnson tam bir İsrail taraftarıydı.
Üstelik Kennedy ile hiç iyi geçinemiyordu, söylentilere
göre Kennedy kendisini kovmaya çalışıyordu.
İsrail, suikast kararı alır ve bunu, Amerikan derin
devleti içindeki bağlantılarını kullanarak gizlice
uygulamaya koyar.
Kennedy'yi öldürmek için en uygun ortam seçim kampanyaları için geleceği Dallas'tır.
Dallas'ta her zamanki gibi üstü açık araba ile halkı selamlayacak olan Kennedy'yi korumakla görevli CIA ajanları özel olarak ayarlanacak ve başkanın güvenliği sabote edilecekti.
Böylece
suikast çetesi Kennedy'yi rahatlıkla öldürebilecekti. Suikast çetesi için değişik rivayetler vardır.
Kimileri Kennedy'yi Fransız suikast çetesinin öldürdüğünü,
kimileri ise Kübalı sürgünlerin öldürdüğünü iddia eder
ancak kesin olan bir şey var ki, Kennedy'yi öldürenler çok profesyonel ve acımasız keskin nişancılardan (sniper) oluşan bir
suikast timidir.
Kennedy'nin ziyaretinden önce, yani 21 Kasım 1963 akşamı Dallas'ta bardaktan boşalırcasına yağmur yağmıştır.
Ancak şehir halkı buna rağmen başkanı en iyi şekilde karşılamak için elinden geleni yapmıştır.
22 Kasım 1963 sabahı
Washington D.C.'den Air Force One uçağı ilegelen Başkan Kennedy ve eşi, sabah 09'da şehirmerkezinde Dallas valisi Connaly ile birlikte kahvaltı ettikten sonra üstü açık bir limuzine binerek halkı selamlamaya başlamışlardır.
Tam 6 aracın olduğu kortejde en son arabada Başkan
Kennedy ve Vali Connaly vardır. Önde motosikletli
SS korumalar veyanda CIA ajanlarının bulunduğu
arabalarla Kennedy'nin arabası Kortejle birlikte
Elm caddesinden Houston'a doğru beklenmedik
bir dönüş yapar. O sırada silah sesleri
yükselmeye başlar
. Polisler telsizle anons etmeye
başlar: '' Korteje ateş ediyorlar yere yatın'' diye.
Tam 6 el silah sesi duyulur.
Birinci mermi arabayı ıskalar ve alt geçitte bekleyen Edmund Harris adındaki taksi şoförünün kulağını parçalar.
İkinci mermi Kennedy'yi tam omzundan vurur.
Üçüncü mermi Kennedy'yi ıskalayıp ön koltuktaki vali
Connaly'i omzundan vurur.
Dördüncü mermi Kennedy'yi boynundan vurur, aynı mermi
başkanın vücudundan çıkıp Vali Connaly'i
sırtından vurur.
Beşinci mermi arabayı ıskalayıp dikiz aynasını kırıp dışarı çıkar.
Ve Altıncı mermi... Altıncı mermi başkan Kennedy'yi tam
kafasından vurur. Başkanın kafasını parçalayan
mermi bulunamaz.
Suikasttan sonra yapılan araştırmalardaKennedy'yi sözde komünistlerden vatan haini LeeHarvey Oswald'ın vurduğu iddia edilir. Ortada altımermi olmasına rağmen Oswald'ın tek katilolduğu görüşüne varılır.
İddialara göre Oswald, Texas Okul kitaplarıbürosunun altıncı katındaki pencere dibindenİtalyan yapımı "Mannlicher Caracano" markasniper tüfeği ile altı kez ateş ederek Başkanı
öldürmeyi başarmıştır.
Lee Harvey Oswald apar topar hapsi boylamıştır.Deliller birden çok sayıda keskin nişancınınolduğunu göstermesine rağmen,
İsrail
denetimindeki Amerikan derin devleti, suçu Lee Harvey Oswald'ın üzerine atarak diğer delilleri bir bir yok etmiştir.
Suikastı gören 57 kişi ölü bulunmuş, ölümler kaza veya intihar ile açıklanmıştır.
Lee Harvey Oswald ise suikasttan iki gün sonra, mahkeme
çıkışında yüzlerce FBI ajanı ve polisin arasında Yahudi bir bar işletmecisi olan Jack Ruby tarafından öldürülmüştür.
Bu Amerikan milliyetçisi Yahudi, Lee Harvey Oswald'ı öldürmesinin nedenini ise "komünistlerden Amerika'nın aldığı intikam" olarak yorumlamıştır.
Birden çok sayıda keskin nişancı tarafından vurulan Kennedy'nin otopsisini Amerikan ordusundaki üst düzey amiral ve generaller yürütmüş ve otopsideki suikast delillerini bir birsabote etmişlerdi.
Ailesi, Kennedy'nin kafasının kesilerek incelenmesini ve böylelikle gerçek suikastçıların bulunmasını istediğinde ise, Amerikan birimleri konuyu şiddetle reddetmişlerdir.
Kennedy apar topar gömülerek konu örtbas edilmiştir.
Başkan Kennedy'nin suikast sonucu öldürülmesinden sonra başkan adayı olan kardeşi senatör Robert Kennedy de bir basın
toplantısı sırasında İsrail işbirlikçisi Filistinli bir genç tarafından kurşunlanarak öldürülmüştür.
KENNEDY SUİKASTININ SONUÇLARI
------------------------------------------------
İsrail, Kennedy'nin kapattığı Dimona çölündeki
nükleer santralini tekrar açmış ve nükleer silah
üretimine eskisi gibi devam etmiştir.
Başkan Kennedy'nin çıkarttığı, Federal Reserve
Bank'ın elinden Amerikan dolarını basma yetkisini
alan 11110 sayılı kanun iptal edilmiş ve Amerikan
dolarını basma yetkisi tekrar Rotschild ailesine
ait olan Federal Reserve Bank'a verilmiştir.
II. Dünya savaşından sonra ılımlı ve sakin birpolitika izleyen Amerika devleti özellikle Kennedy suikastından sonra soğuk savaş sürecini de başlatmıştır.
Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki soğuk savaştan tüm dünya devletleri çok olumsuz yönde etkilenmiştir.
Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki silahlanma rekabeti adeta bir sidik yarışına dönmüştür.
Amerika tüm dünya genelinde emperyalist faaliyetlerine hız vermiş ve Vietnam'a saldırmıştır.
Vietnam'da binlerce kişinin ölmesine ve birçok ülkenin bu savaştan dolaylı olarak zarar görmesine neden olmuştur.
Amerika'da İsrail lobisi ise iyice pervasızlaşmış ve yönetimde söz sahibi olmuştur.
Amerika İsrail Devletinin yaptığı katliamlara sesini çıkaramaz
hale gelmiş ve İsrail ile suç ortaklığı yapmaya başlamıştır.
En basitinden örnek vermek gerekirse İsraildevletinin çok gizlice yürüttüğü
" Samuel Vanunu'yu kaçırma operasyonu"na istemeden
şahit olan bir
***Amerikan Fırkateynindeki 23 deniz
piyadesi İsrail hücum botları tarafından açılan
ateşle öldürülmüştür. *****
Denize düşüp kaçmaya çalışan askerler bile İsrailliler tarafından öldürülmüştür.
Olayın basına sızmasına izin verilmemiş ve yahudilerin kontrolündeki Amerikan basını konuyu haber bile yapmamıştır.
CIA tüm dünyada ''komünizmle mücadele'' doğrultusunda adına GLADIO denilen ve Beyrut'taki gerilla kamplarında eğitilen katillerden ve paralı askerlerden oluşan gizli bir ordu
hazırlamış ve bu paralı katilleri maaşabağlayarak dünyanın her yerinde komünistleri vesol düşüncelileri
> > öldürmekle görevlendirmiş tir.
Bu bağlamda Türkiye'deki sağ-sol çatışmaları,
siyasi amaçlar için işlenen cinayetler, katliamlar,
terörist eylemler, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının
idam edilmesi ve 12 Eylül darbesi hep Gladio'nun
eserleridir.
Gladio ordularının kurulması ne tesadüfse Kennedy suikastından hemen sonraya denk gelir.
11 Eylül saldırıları, Münih'teki eylemler ve daha birçok terörist eylem aslında Büyük İsrail Devleti projesinin bir parçasından başka bir şey değildir.
Yüzyıllardır var olan bir proje...
Osmanlıların yıkılması,
Arapların parçalanarak bir
sürü ülkeye bölünmesi,
Türkiye'deki terör
eylemleri ve istikrarsızlık ve Irak, İran gibi
ülkelerin periyodik olarak neredeyse her on yılda
bir sorun çıkarması rastlantı olmasa gerek .
yazının birinci bölümü için tıklayınız :
http://ottomanm2d.blogspot.com/2012/09/kurgulanmis-savaslar.html
http://www.facebook.com/ottomanm2d
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder